Yazar Kasa, Fani Hükümet

Yazar Kasa, Fani Hükümet
16-02-2022

2001 yılının Nisan ayıydı…

Türkiye ekonomisi tarihin en büyük ekonomik kriziyle boğuşuyordu. Başbakan Bülent Ecevit ekonomik krizin getirdiği baskılardan dolayı zor durumdaydı.

Başbakanlık binasının önüne bir adam geldi. Ecevit Başbakanlık binasından çıkarken o kişi elindeki yazar kasayı Ecevit’in önüne doğru fırlattı.

“Sayın Başbakanım al ben bir esnafım.”

Ecevit krizin farkındaydı. Televizyonlara çıkıp gayet şu cümleleri kurabilirdi.

“Bakın biz demokratik bir ülkeyiz. Esnaf gelip yazar kasa fırlatabiliyor. Ayrıca ekonomi iyi olmasa o yazar kasayı fırlatır mıydı? Her esnafta en az iki yazar kasa var.”

Ya da şöyle diyebilirdi.

“Bu ekonomik kriz dış güçler tarafından ülkemize çekilen bir operasyondur. Ekonomi kötü demek dış güçlerin uşağı olmaktır. Ekonomi kötü olsa da iyi demeliyiz. Şükretmeliyiz. He bir de bana oy vermeye devam edin, ancak bunu ben çözerim.”

Ya da

“1999 Depremi olmasaydı ekonomi daha iyi olurdu.”

Bunların hiçbirini söylemedi elbette. Sorumluluğu başkasına atmadı. Akıl dışı örnekler vermedi.

Abartarak anlatıyorum ki anlaşılsın diye…

Bence bugün 2001 krizinden çok daha büyük bir ekonomik burhan içindeyiz. İhracatta rekorlar kırılması zerre umurumda değil çünkü bu rekorun çürük meyve sebze almaya çalışan emekliye hiçbir faydası yok.

Domatesin kilosu 40 lira olmuş.

Kime ne anlatabilirsiniz?

Türkiye’ye operasyon falan da çekilmiyor. Kaldı ki çekilse de bu bahane değil. Devlet güçlü olursa ekonomi dolayısıyla da halk bundan etkilenmez. Halk bir operasyon varsa da bunu bilmek zorunda değildir.

Devlet güçlü duramıyorsa zaten bu hükümetin beceriksizliğidir. 1923’ten beri Türkiye Cumhuriyeti’nin üzerinde ekonomik, siyasi veya askeri emelleri olan ülkeler vardı. Bu yeni bir durum değil. Ekonomik krize döndüğü anda başarısızsındır.

Bunları niye mi anlattım?

Rahmetli Ecevit’e o dönemde de bugün de demediğini bırakmayan günümüz iktidarını temsil eden siyasetçilerden öyle açıklamalar geliyor ki vatandaşla dalga geçiyorlar diye düşünmeden edemiyor insan. Bir de elbette Ecevit’in ne günahı vardı diye de sormak istiyorum, bu açıklamaları duydukça.

 

“Bu zamları devlet yapmıyor.”

“Bu zamların tamamının sorumlusu CHP.”

“CHP yüzünden elektrik pahalı.”

“Yaygara kopartılıyor. Ekonomide sorun yok.”

“ Evde atletle dolaşmak zorunda değiliz. Kombiyi kısarız, fatura az gelir.”

“2 kilo et yiyeceğimize, yarım kilo yeriz yine de devletimizin yanında oluruz.”

 

Yukarıdaki açıklamaları devlet ciddiyetine sahip olan ve vatandaşına saygı duyan hiçbir siyasetçi yapmaz, yapamaz. Ama bizim ülkemizde yapılıyor bu açıklamalar.

Hiçbir sorumluluk almadan, rakibe suç atmak.

Nefret ettiğim biri bile olsa ben ahlakımın gereği olarak o kişiye kendi suçumu atamam.

Bu tip açıklamalar siyasi etikten uzak, halktan kopuk açıklamalar.

Eleştiriyi devletin karşısında olmak olarak görenler parti devleti itirafı yaptıklarının farkında değiller.

Defalarca ifade ettim.

Hükümet fani, devlet bakidir.

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?