Ağızlarından salya akarak sivri dişlerini vatan topraklarına saplamış dev sırtlanlar gibi ülkemizi işgal eden İngiltere, Yunanistan, Fransa ve İtalya’yı geldikleri yere geri gönderdiğimiz Kurtuluş Savaşı’mızın zaferle sonuçlanmasını sağlayan Büyük Taarruz’un günü bugün...
Bugün 30 Ağustos!
30 Ağustos Zafer Bayramı!
Dolu dolu söylemek ne kadar güzel değil mi?
Aradan 100 yıl geçtikten sonra özellikle de bizim ülkemizdeki kadar kendi tarihine düşman hainler varken toplum kendi tarihine yabancılaşabiliyor…
Hatırlayın çok değil bir yıl öncesine kadar mabatlarından “Alternatif Tarih” diye bir şey uydurup milli değerlerimizi ve Atatürk’ün dehasını küçümseyen kitaplar, dergiler çıkaran sözde aydınlarla doluydu bu ülke.
Hatta Derin Tarih dergisinde açık açık Atatürk’e hakaret edilen, onun Çanakkale Savaşı’ndaki varlığını bile inkar eden yazılar yazıldı, özel sayılar çıkarıldı.
Hala da böyle dergiler, böyle televizyon programları var maalesef.
Emin olun bu tip yazıları yazanlar bu ülkenin kurtuluşunun nasıl gerçekleştiğini, ne kadar kanın döküldüğünü, nasıl bedeller verildiğini zerre önemsemiyorlar.
Onların derdi bu muhteşem zaferden sonra Atatürk’ün neden cumhuriyet kurduğuyla ilgili…
Zaferi kazandıktan sonra o pasif, sünepe padişahı neden tekrar tahta geçirmediğini sorguluyorlar içten içe…
Neden padişahın kulu, tebaası olmaktan onları alıkoydu diye kuduruyorlar…
Büyük Taarruz’u benimserken içinde Atatürk olmasından dolayı da üzülüyorlar. İçten içe “Keşke başka birisi komutanlık etseydi yahu, şimdi bu adamı da övmek zorunda kalacağız” diye kıskanıyorlar.
Bizzat itiraf edenleri de tanıyorum.
Bazıları da Komutanın adını anmadan sadece halk yan yana geldi, kendi kendini koordine etti ve savaştı gibi bir baside indirgemeyle lideri yok sayma psikolojisine giriyor.
Komik olan da bu psikolojiye giren kişilerin bir yerde yangın çıktığında bile “Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla gerekeni yaptık” diyerek yangın söndürmeyi bile cumhurbaşkanına mal etmesi…
Düşünün bir şarküteri şöyle desin: “Cumhurbaşkanımızın talimatıyla size yarım kilo salam kestim”…
Komik değil mi? Aynı hikaye işte…
Bu gibi kişiliklerin bir tanesi de maalesef Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin kalbi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Meclis Başkanlığı yaptı.
“Şehirlerin kurtuluşlarının kutlanmasını doğru bulmuyorum” demiş paşam…
Sen kimsin ya?
Sen doğru bulsan ne, doğru bulmasan ne…
Neyse savrulmayalım yine başka kıyılara… Sakin kalalım… Yazdıklarım, çizdiklerim beni bağlar onu da belirteyim…
Neyse…
Bugün zafer günü…
Allah senden razı olsun Mustafa Kemal Atatürk.
Allah gani gani rahmet eylesin.
Bağımsızlığımızı, bayrağımızı, özgürlüğümüzü sana borçluyuz.
Allah bizlere bir daha Kurtuluş Savaşı yaşatmasın…
30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun!